Üstad Marduk

Şiir diye bir şeyden söz ettiler
Düşündüm
Düşündüm
Düşünemedim
Bilimi var adı kozmoloji dediler
Okudum
Anlayamadım
İmgeleri simgeleri akımları ilâhları var dediler
Kavramaya çalıştım
Kavrayamadım
Ziggurat..derdemez
Bildim diye bağırmışım
Korkup damaklarını kaldırdılar
Okunmuş su içtiler
Kitapta yerini bulup gösterdim
Yıldızları saymamı istediler
Bir doğup bin battığından sayamadım
Marduk’u tanıyıp tanımadığımı sordular
Çok büyük üstadmış
Çok çok etkili
Çok çok yetkili
Eşi bulunmaz mavikanmış
Marduk’u görmedim ama pek sevdim
Görürsem şiiri ona sorarım
Çok çok akıllı
Çok çok bilgili
Malumat-fürûşmuş
Öyle dediler

Şiirler kategorisine gönderildi | Yorum yapın

Yaşamak Tuvallerde

Tanışmamış olsaydık bilmeseydi beni
Sevmeseydi geçip gitseydi görüp de
Ve ben vurulmasaydım ellerıne
Ressam olmasaydı yapsatçi olsaydı örneğin
Çiğli çöplüğüne dikip dursaydı siteleri
Ya ben yargıç olsaydım adliyede
Kürsüde çözseydim kördüğüm çileleri
Tuvali fırçası boyası parası olmasaydı
Aç ve açıkta kalmış ressam hiç mi yok
Sıkılsaydım  poz vermeseydim aylarca
Resim yapmak yasak olsaydı ülkede
Ya da günah olduğu öğretilseydi bize
Bu gün gerçekten ölmüş olacaktım öyle mi

Şiirler kategorisine gönderildi | Yorum yapın

Bakış Açısı

Uçsuz bucaksız evreni
Gök adalarını yıldız kümelerini
Küçümencik dünyanın Türkiyesini
İzmir İli Karşıyaka İlçesinin
A mahallesi B sokağında
Bir apartman dairesine sığınmış
Kalabalıkta kaybolmuş insanı düşündün
Çok mu küçük göründü gözüne

Takma kafana

Şaheser vücudunu
Harika organlarını düşün
Bu organlarından birinde
Örneğin dalağında doğup büyümüş
Evlenip çoluk çocuğa karışmış
Mikroorganizma açısından bak kendine
Belki sen
Başlı başına bir dünyasın kim bilir

Bir de
O organizmanın üzerinde
Başka organizmalar yaşıyorsa değme keyfine
Sen ne olursun biliyor musun
Mikroorganizmanın
Mikroorganizmasının gözünde

Şiirler kategorisine gönderildi | Yorum yapın

Bu Yazgı Sakat

‘Sen hâl-i dilin söylemesen nola Fuzûlî
İl fehm kılur çâk-i giribânunu görgec’
– FUZÛLÎ-
( Ey Fuzûlî sen gönlünün hâlini söylemesen de halk,
yakanın parçalandığını görünce bunu anlar)

Geri vermeğe geldik Tanrım
Bu mal kusurlu
Bu mal sakat
Bebeğe giydirmişsin sormadan
Sorsan da anlamaz canımın içi
Henüz bir günlük olmadı
Doğdu diye sevineni
Düğün bayram edeni hiç yok
Adı bile konmadı
Anası özürlü
Zeka yaşı beş olarak ölçülmüş
Babası ırza geçmekten sabıkalı diyorlar
İki ay önce
Buca’da öldürülmüş
Yeni sağılmış sütten de saf
Kıpraşıp duruyor yattığı yerde
Olan biteni anlamıyor
Kendi varlığından bile habersiz
Hiç kimseye kötülüğü dokunmadı
Suçsuz bu bebek Tanrım
Bu cezayı hak edecek bir günah işlemedi
Geri al bu yazgıyı
Değiştir
Yırt at
Bu yazgı defolu Tanrım
Bu yazgı sakat

Şiirler kategorisine gönderildi | Yorum yapın

Mavi Kan

Mavi Kan

Kaleminle vuruldun entelköy meydanında
Kan akmadı o kansızdı dediler
İçin için kanıyordun belki yüz yıl sürecek
Buz mavisi kanı göremediler

Esperanto takıldın türkü ormanlarında
Çaldığın havayı dinlemediler
Kim bilir belki sen diri doğmuştun
Soluklaştığından bilemediler

Şiirler kategorisine gönderildi | Yorum yapın

Olmadı Cemo

Olmadı cemo
Hiç olmadı
Bu sana yakışmadı
Sen dirayetli adamsın
Akıllı metanetli adamsın
Bu teslimiyet de neyin nesi
‘O gözler var ya o gözler…’
Var cemo
Daha ne gözler var dünyada
Düşünsene
Baygın gözler
Sulu gözler
Kem gözler
Badem gözler…
Bir de akıl gözü var cemo
Terazinin de iki gözü var
Terazinin bir gözüne ‘o gözler’i koy
Bir gözüne aklına gelen gelmeyen güzellikleri
Hangi kefe ağır çekti cemo
‘O gözler’ mi daha ağır diyorsun
Hile yapıyorsun cemo
Aşkını kaldır ‘o gözler’in yanından
Göz göre göre
Hile yapıyorsun

Şiirler kategorisine gönderildi | Yorum yapın

Şairlik Gömleğinin Kumaşı

Sevgilerle ağırlaştı yükümüz
Kalk anne dönelim artık geriye
Yavaşça tut elimdem götür beni
Umutlarımı toplamak istiyorum bir bir
Bak dağılmış öteye beriye

Babil kulesi kadırgada biz üç çocuk
Şaşkın tayfalardık pusulamızdı gözlerin
Yalnız o gözler dinlerdi bizi o gözler anlardı
Umutsuzluk öfke kızgınlık anlarımızda
Yanımızda hep o ışıltılı gözler vardı

Sen duygularını konuşmaz konuştururdun
Ben ilk sevgi sözcüğünü bakışlarından duydum
Tutkularımıza karşı bağımsızlığın
Kitaplara sığmayan derinliğini okuttun yıllarca
Şairlik gömleğimi artakalan kumaşlardan uydurdum

Uyan annem tut elimden götür beni
Kalk dönelim artık geriye
İnan çok özledim çocukluğumu
Umutlarımı toplamak istiyorum bir bir
Bak dağılmış öteye beriye

Şiirler kategorisine gönderildi | Yorum yapın

Bana Kırmızıyı Anlat

Ben bir renk körüyüm
Anadan doğma
Kırmızıyı görmedim hiç
Tanımam
Bana kırmızıyı anlat
Gelincikte gülde zambakta
Dudakta yanakta nasıl parlar
Küçücük bir çocuğun
Dünyası yıkıldığında hoyratça
İnsan olan insanın
Yüreği nasıl kanar
Merak ediyorum
Resmini çiz sözcüklerle
Işığını yansıt beynime
Bin bir tonunu anlat kırmızının
Bin bir halini anlat
Nasıl anlatırsın bilmiyorum
Şair sensin
Sen bilirsin
Bana kırmızıyı anlat
Şairsen

Şiirler kategorisine gönderildi | Yorum yapın

Yüce Adam / Cüce Adam

Yeşilin tonlarında
Raksetmiyorsa rüzgârlar
Hergün
Cıvıltılı aşk şarkıları
Dökülmüyorsa dudaklarından
Gecen gündüzüne karışmşsa
Seçemiyorsan
Ürkek karacalar
Su içmiyorsa bulaklarından
Bereketli topraklara da inemiyorsan
Sen bir garip dağ başısın
Ulu olsan ne yazar

Şiirler kategorisine gönderildi | Yorum yapın

Şairlik Hali

Özür dilerim nesrin
Dün sana gelemedim
Lâfa daldım seninle
Takvimde unuttum zamanı
Saniyelere duyarlıyken
Günleri ıskaladım

Neylersin mısralar sarmışsa dört yanını
Aklın fikrin bağlanmışsa
Çözemiyorsan düğümleri
Kalkıp nereye gidersin

Affet nesrin
Seni seviyorum kuşkun olmasın
Ama
Seni sevmeyi de seviyorum
Elimde değil

Şiirler kategorisine gönderildi | Yorum yapın